-
1 практиковаться
1) ( упражняться) pratik / idman görmek; meşketmek; eli yatmakпрактикова́ться в толка́нии ядра́ — gülle atmada idman görmek
2) ( применяться на практике) uygulanmak -
2 Bett
Bett <-(e) s, -en> [bɛt] nt1) yatak, döşek;das \Bett machen yatağı [o yatak] yapmak;Frühstück im \Bett yatakta sabah kahvaltısı;im \Bett liegen yatakta yatmak;ans \Bett gefesselt sein eli ayağı yatağa bağlı olmak, yatağa bağlanmak;ins [o zu] \Bett gehen (yatağa) yatmak, yatağa girmek;das \Bett hüten müssen yatağa [o yataklara] düşmek, sergin vermek;mit jdm ins \Bett gehen ( fam) biriyle yatmak [o yatağa girmek], birinin yatağına girmek;an jds \Bett sitzen birinin yatak başında oturmak;er macht ins \Bett ( fam) yatağa yapar;sich ins gemachte \Bett legen ( fig) hazıra konmak2) (Fluss\Bett) yatak3) (Feder\Bett) yorgan -
3 сидеть
1) oturmakсиде́ть на сту́ле — sandalyede oturmak
сиде́ть в седле́ — eyerde oturmak / durmak
сиде́ть над уро́ками — derse çalışmak
сиде́ть на вёслах — kürekte olmak, kürek çekmek
на ве́тке сиде́ла пти́ца — dala bir kuş konmuştu
2) врз ( находиться) durmak, kalmak, bulunmakсиде́ть без де́ла — boş durmak / oturmak
сиде́ть до́ма — evinde kalmak
он на одно́м ме́сте до́лго не сиди́т — bir yerde fazla durmaz
сиде́ть под аре́стом — tutuklu bulunmak
сиде́ть в тюрьме́ — hapis(te) yatmak
он мно́го раз сиде́л (в тюрьме́) — birçok kereler hapse / cezaevine girip çıkmıştı
он сиде́л? (в тюрьме) — hapiste yatmışlığı var mı?
сиде́ть без де́нег — разг. parasız kalmak, darda bulunmak
сиде́ть на дие́те — perhiz tutmak
3) ( об одежде) oturmakхорошо́ сиде́ть — güzel oturmak, dökümlü olmak
пиджа́к сиди́т как влито́й — ceket hokka gibi oturdu
4) соч. ( о судне)неглубоко́ / ме́лко сиде́ть — az su çekmek
••сиде́ть сложа́ ру́ки — (eli) boş durmak
не сиде́ть сложа́ ру́ки — boş durmamak
сиде́ть на я́йцах — kuluçkaya oturmuş / yatmış olmak
См. также в других словарях:
eli yatmak — (bir işe) eli alışmak Daha çatal ve bıçağı tutmasına eli yatmamıştı, ikide bir düşürürdü. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
eli işe yatmak — becerikli, eli yatkın, uz olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
el — 1. is., anat. 1) Kolun bilekten parmak uçlarına kadar olan, tutmaya ve iş yapmaya yarayan bölümü El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk. Z. O. Saba 2) Sahiplik, mülkiyet Elden çıkarmak. Elimdeki bütün parayı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Turc — Cet article possède un paronyme, voir : Turk. Cet article concerne la langue parlée en Turquie. Pour la famille de langues apparentées, voir Langues turques. Pour les autres significations, voir Turcs … Wikipédia en Français